Fitoterapi ve aromaterapi insanlara bitkilerin iyileştirici özelliğini tanıtan geleneksel tedavi yöntemlerindendir. Bitkilerin çeşitli kısımlarından ya da içerisindeki yararlı bileşenlerden yararlanılarak meydana getirilen droglar bedenimize ve ruhumuza  şifa olarak yansır. Bu şifalı güç, kontrol edilebilir olduğu takdirde gerçekten amacına ulaşır. Kontrol dışı kullanıma açık olan bu konuyu aydınlatmak ve iyi bir araştırma yapmak oldukça önemlidir.

Bitkilerin şifalı gücünü iyi anlamak için en sık kullanılan ve tercih edilen tedavi şekilleri olan fitoterapi ve aromaterapi nedir, kısaca bahsedelim. Fitoterapi nedir sorusu, bitkilerden faydalanılarak hastalıkları önleme, sağlığı koruma ve bireyleri tedavi etme olarak ifade edilir.
Aromaterapi nedir sorusu ise, bitkilerin çeşitli kısımlarından uygun yöntemlerle elde edilen esansiyel yağların hastalıkların tedavisinde kullanılması şeklinde yanıtlanır.
Vücut ve ruh bütünlüğü için belirtilen iki tedavi şekli geçmişten günümüze etkinliğini sürdürmüş, yüzyıllar boyunca bazı reçeteler kullanılmaya devam etmiştir.
Dahili ve harici kullanımı olan bitkilerin tıbbi çay, merhem, uçucu yağ, esans, tentür, ekstre, kapsül ya da toz halinde formları vardır. Özellikle Sağlık Bakanlığı onaylı ürünleri kullanmak ve bu ürünleri eczanelerden temin etmek sağlığınız için güvenilir bir tercih olur.
Hem fitoterapide hem de aromaterapide; lavanta, adaçayı, kekik, nane, melisa, sarı kantaron, papatya, ekinezya, kuşburnu, rezene, zencefil gibi bitkiler farklı amaçlar doğrultusunda kullanılır.
Bitkisel ürünler; diyabet, yüksek tansiyon, kanser, kolesterol, migren, depresyon, mide rahatsızlıkları, sindirim sistemi rahatsızlıkları, cilt rahatsızlıkları gibi kronikleşen ya da ciddi sorunlarda ilaç tedavisinin yanında destekleyici bir yöntem sunduğu gibi kişinin grip, öksürük, bulantı gibi şikayetlere yakalanmasına karşı önleyici bir tedavi de sağlayabilir. Ancak bilinçsiz yapılan fitoterapi ya da aromaterapi uygulamaları hastalığın seyrini istenmeyen şekilde değiştirilebilir hatta ölümcül sonuçlar bile doğurabilir.


Özetle bir eczacı olarak önemle bahsetmek istediğim iki konu var.
Her bireyin eşsizliği, parmak iziyle tescillenmiştir. Tıpkı düşüncelerimizin, çevremizin ve olaylara karşı yaklaşımımızın farklı olduğu gibi hastalıklarımız da farklı boyutlarda ve farklı nedenlerden kaynaklı olabilir. Başkası için faydalı olan ve kişinin hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlayan bir bitkisel tedavi,  bizim için kötü sonuçlanabilir. Bu yüzden bitkisel bir tedavi için hekiminize ya da eczacınıza danışmanız gerekir.
İkinci konu ise her şeyi dozunda tutmak önemlidir. Bazen hekimlerin ya da eczacıların tavsiyesi ile bitkisel preparatlar kullanılsa da işe yaramadığı düşünülerek önerilen miktarın üzerinde kullanımla karşılaşabiliyoruz. Ya da ilk kez kullandığınız bir ürün ciddi allerjik reaksiyona sebep olduğu halde kişiler aynı ürünü kullanmaya devam edebiliyor. Bu ve buna benzer birçok sorun meydana geldiğinde, bitkiler iyileştirmek yerine kişileri zehirlemeye başlar. Bu yüzden bitkilerin şifalı gücünden yararlanmak için; bilinçli olmak, beklenmeyen yan etkilerde vakit kaybetmeden hekiminize danışmak, bedeninizi ve ruhunuzu iyi tanımak önemlidir.