Yarım asır geçmiş.

Anne ile nefes nefese uyumak.
Her şey aslına geri döner derlerdi de insanın inanası gelmiyordu.
Ve inandım...
Gece yatağında bir an da içine korku gelen çocuk " anne anne"diye seslenir alt dudağı titreyerek.
Anne fırlar yatağından " buradayım kuzucuğum korkma, bak yanındayım, geçti gitti ne gördüysen" diyerek rahatlatır yavrusunu.
Işığını açık bırakayım korkma olur mu, der.
Çocuğun yine alt dudağı titreyerek ve içini çekerek "tamam" der gömülür yatağının derinliklerine.

Anne yüreği dayanır mı...
Anne tekrar döner odaya gelir " hadi ben de şuracığına uzanıvereyim" der.
Çocuk bir an da Anne nefesini yanında hissetmesinin verdiği GÜVEN ile...
Anne o zaman lambayı söndür, der...
Artık güvendiği annesi yanında, nefesi nefesinde, kokusu burnunda tüm korkularını bitirerek dalar uykuya mışıl mışıl.

DEMİŞTİM YA....
Her şey aslına geri döner demiştim ya...
Evet, artık Anne yaşlanmış ve yalınız yatarken bir an da korku gelmiştir içine....
Ürkek bir kapı tklatmasıyla
Oğlum bana bişeyler oluyor, bir an da içim boşalıverdi sanki, diyerek alt dudağına titreyen bir ANNE ve onu sarıp sarmalayan bir OĞUL vardı artık.
Anlat bakayım anne n'oldu?
Tıpkı Elli yıl önce çocuğun Annesine anlattığı veya anlatmaya çalıştığı o korkuyu artık ANNE OĞLUNA anlatmaya başlamıştır.

VE ANNE YATAĞINA YATARKEN....
Korkan ve ürken anneyi teskin ettikten sonra yatağına yatırır ve ışığı açık bırakırken şimşekler çakar beyninde " ben korktuğumda annem benim yanımda yatmıştı, elli yıl sonra o korktu benim onun yanında yatmam lazım, diyerek sokuldu yanına...
- Hadi bugün beraber yatalım...
- Tamam o zaman lambayı söndür.
Ve anne artık oğlunun yanında güvende ve aydınlıktaydı.
İşte evlat işte anne.
Bu yazıyı AĞLAMAK için değil ANLAMAK için kaleme aldım.

Annelerimizi anlama zamanımız gelmedi mi?
Işıkları söndürüp onlara güven verme zamanı gelmedi mi?
Hadi bugün bir iyilik yapıp Annemize o sıcaklığı ve güveni verelim mi?
Ne dersiniz....
İşte o gün bugün olsun.