Art arda meydana gelen iki büyük deprem. Doğrudan etkilenen 10 il ve milyonlarca insan. Maalesef ülke olarak çok büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldık.

Bu konuda üzerine konuşulacak o kadar çok şey var ki… Çünkü deprem bir doğa olayı, bir afet değil! Ülkemiz genç bir kıta olduğu için deprem bu kıtanın bir kaderi. Üstelik bütün Avrupa’nın en tehlikeli fay hatları maalesef ülkemizde yer alıyor. Bu gerçeği bilerek hareket edilseydi, bu deprem belki de birçok vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanacak bir afet durumuna dönüşmeyebilirdi. 
İşte tam da eğitim burada önem kazanıyor. Eğitimden kastım “akademik” anlamda bir eğitim değil. Bilinçlenme/bilinçlendirme. Biz doğaya karşı koyamayız ama doğayla işbirliği yapabilir, yaşadığımız yerin doğasına uygun bir yaşam sürebiliriz. Çünkü ülkemizde deprem gerçeği hiçbir zaman değişmeyecek. Önemli olan insanın doğaya karşı yabancılaşmasında doğanın her zaman kazanacağı gerçeğinin farkında olabilmek, yaşadığımız alanı bu gerçeğe uygun hale getirebilmek için depreme dayanıklı evler yapabilmek, yasaları/mevzuatları uygun hale getirebilmek...  
Haliyle deprem gerçeğine uygun inşa edilmemiş yerlerde birçok kaybımız oldu, birçok bina yıkıldı. Sağ kalanlar mevsim şartlarının zorluğuyla da mücadele etmek durumunda kaldılar. Bu sebeple mağduriyetin giderilmesi için depremden etkilenen vatandaşlarımız çeşitli il ve ilçelere tahliye edildiler. Bu yerlerdeki oteller ve yurtlar barınma alanı olarak depremzede vatandaşlarımız için açıldı.  
Alanya da bu yerlerden biriydi. Bu süreçte Alanya’ya gelen depremzedelere yardımcı olmak adına müthiş bir dayanışma ve yardımlaşma ruhu oluştu. Deprem bölgelerine yardım eden gönüllülerin yanı sıra, depremden etkilenmiş vatandaşlarımızın ilçemizde rahat etmesi açısından bana kalırsa Alanya’da örneği görülmemiş bir “gönüllü hareketi” oluştu. Alanya’daki binlerce gönüllü, depremzede vatandaşlarımız için canla başla gecesini gündüzüne katarak çalıştı. İlçenin mülki idare amirleri, çeşitli meslek grupları, meslek odaları, üniversite öğrencileri daha aklıma gelmeyen niceleri… Yeri geldi hijyen malzemesi, kıyafet hazırladılar; yeri geldi oyuncak dağıttılar. 
Alanya’daki Türk’ü yabancısı herkes bütün gayretiyle bir bütün oldu. Herkes tek bir yürek, bir nebze olsun deprem bölgesinden gelen vatandaşlarımızın acılarını birlikte sarabilmek adına inanılmaz bir çaba sarf etti ve etmeye de devam ediyor. Örneğin, otellerde ve yurtlarda kalan çocuklar için gönüllü öğretmenler tarafından oyun odaları oluşturuldu, sınava hazırlanan öğrencilerin mağduriyetlerini gidermek adına dersler verdiler, kitaplar topladılar. Halen de bu gönüllü öğretmenler, okulların kapalı olmasına rağmen hem okul öncesi hem de okul çağındaki çocuklar ve aileleri için gönüllü olarak hizmet etmeye devam ediyorlar. Bu “gönüllülük hareketi” ilçemiz adına müthiş gurur verici. Bu zor günlerde içimizi az da olsa ısıttı. Umarım yaşadığımız acılar tekrar yaşanmaz da daha güzel günlerde birlik olacağımız nice anlara şahitlik edebiliriz. 
Maalesef yaşadığımız acının tarifi yok! Hepimize geçmiş olsun ve ölenlerimiz adına da hepimizin başı sağ olsun.