Doğan her çocuğa beşik oldu koştu..

Ölen her canlıya tabut oldu omuz verdi...
Solcu dediler, Sağcılara yardım etti.
Sağcı dediler, Solcularla yol yürüdü.
Düğünlerin halay başı yiğidiydi, o gelmemiş düğün anlam kazanmadı adeta...
Yürüyüşünde Bi Alanyalılık vardı,
Duruşunda başka Bi Alanyalılık.
Alanyalının nerede ve hangi şartlarda olduğunun önemi yoktu ki onun için...
Koşardı, yırtınırdı, didinirdi ve sonuca giderdi.
Önceliği İNSAN olmak, ikincisi HAKLI olmak, üçüncüsü de ALANYALI olmaktı öncelikleri.

VERDİ VERDİ VERDİ

Hep verdi verdi verdi.
Almak hiç aklının ucundan bile geçmezdi.
Verdiğinden alanlar sırtını dönse de, dönmese de o vermekten hiç vazgeçmedi.
Malı mülkü yerindeydi...
Atadan dededen bahçe ağası ve/veya toprak ağası kadarda varlığı vardı.
Hiç saymadı parasını.
Para sayılmak aracı değildi ki onun için...
Hiç saymadı dostun veya dost gibi görünenden aldığı yarasını.
Çok şeyler konuşuldu onun için...
O susmayı ve iki ayaklıları düşündü.
İki ayaklıları düşünmekten, koşmaktan, beşik, tabut, halaybaşı, haklı davasının kavga başı olmaktan kendi işlerine bakmaya fırsat dahi bulamadı.

Belki " Benim arkamda dağ gibi ALANYA, denizi gibi durgun ve NAİF insanlar,  VEFALI dostlarım var" diye düşündü, hiç umursamadan yine yüklendi, yine yüklendi.

TEK DOSTU BİSİKLET OLDU

Gökkuşağı 🌈 gibi yaşadı, herkese ayrı ayrı renk ve ahenk oldu.
İlgilenmediği, ilgilenmeye fırsat bile kalmadan tüm mal varlığını kaybetti.
Sildi her şeyi...
Tek dostu Bisikleti ve o'nu o yapan sakalı, Bıyığı, şalvarı ve SESSİZLİĞİ kaldı.
Uğraşamam, uğraşmakta istemiyorum artık "düşünüyorsam o zaman varım" diyen iki ayaklılarla....
Düşünmeyen! hiç kimseden yardım istemeyen sadece YARADAN'DAN yardım isteyen HAYVANLARLA birlikte olmaya karar verdi.
Evet dedim ya....
O Bİ ALANYA'YA sahip çıktı fakat Bİ ALANYA O'NA sahip çıkamadı.

Bİ ALANYAMIZ VAR.
Bİ'DE Ali RIZA GÜNDOĞMUŞUMUZ var(DI)