Antalya'da yaşayan Ayşe Çınar, 2017 yılında yürüyüş sırasında ayaklarında başlayan ağrılarla hastaneye başvurdu. Çınar'ın, böbrek fonksiyonlarında sorun olduğu belirlendi. Uzun süre tedavi gören Çınar, hastalığın ilerlemesiyle diyaliz tedavisine başlamak zorunda kaldı. Eşinin durumuna kayıtsız kalamayan Eyüp Çınar, gerekli testlerin yapılmasını isteyerek canlı verici adayı oldu. Kan ve doku uyumunun sağlanmasının ardından 17 Haziran'da böbrek nakli operasyonu başarıyla gerçekleştirildi. Nakil sonrası hızla toparlanan Ayşe Çınar, diyaliz sürecinden kurtularak sağlıklı bir yaşama adım attı.
YÜRÜYÜŞLE BAŞLAYAN AĞRILAR HASTALIĞI ORTAYA ÇIKARDI
Ayşe Çınar, rahatsızlığının tahliller sonucu ortaya çıktığını belirterek, "Yürüyüş sırasında ayaklarımda ağrılar hissedince kontrole gittim. Aile hekimliğinde tahliller yapıldı ve dahiliye bölümüne yönlendirildim. Dahiliyede yapılan incelemeler sonucunda, durumumun böbreklerle ilgili olduğu anlaşıldı ve nefroloji bölümüne başvurdum. Sürekli kontrollere gittim geldim ancak hastalığım ilerledi. Sonunda diyalize girmeye başladım. Ben diyalize devam ederken, eşim organ nakli için verici olmak istedi ve başvuruda bulundu. Yaklaşık üç ayın sonunda diyaliz sürecim sona erdi, ameliyat oldum ve böbrek nakli gerçekleştirildi" dedi.
'BANA YENİDEN BİR HAYAT SUNDU'
Eşinin büyük fedakarlık gösterdiğini söyleyen Ayşe Çınar, "Eşim bana hayatım boyunca unutamayacağım en güzel hediyeyi verdi. Bana yeniden bir hayat sundu. Sağ olsun, çok teşekkür ederim. Biz 37 yıldır evliyiz, bana ömrümün en anlamlı, en özel hediyesini verdi. İnşallah ben de ona iyi bakar, torunlarımız ve evlatlarımızla birlikte sağlıklı ve mutlu bir hayat süreriz" diye konuştu.
'BÖBREĞİMDEKİ BOŞLUĞU EŞİM DOLDURDU'
Hiç düşünmeden eşi için bağışçı olduğunu söyleyen Eyüp Çınar ise "Hastanede yapılan kontrollerde eşimin değerlerinin iyi olmadığı söylendi ve nefroloji bölümüne yönlendirildi. Eşim bir süre sonra diyalize girmeye başladı. Bu duruma dayanamadım. Eğer değerlerimiz uyumlu çıkarsa, seve seve böbreğimi vereceğimi söyledim. Daha sonra bizi organ nakli birimine sevk ettiler. 17 Haziran'da böbreğimi eşime severek verdim. Şimdi yeniden hayata döndü. Gerçekten en büyük hediye budur. Böbreğimdeki boşluğu eşim doldurdu. 37 yıldır evliyiz, çocuklarımız ve torunlarımızla mutlu bir hayatımız var. Kalan ömrümüz de aynı şekilde, sağlık ve mutlulukla devam eder" dedi.
'ÇOK ANLAMLI BİR DAVRANIŞ'
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Arif Aslaner, "Ayşe Hanım'ın 2017 yılından beri kronik böbrek yetmezliği vardı. Kan grubu da uyumlu olan eşi, bağışçı adayı olarak değerlendirmeye alındı. Gerekli tetkikler yapıldıktan sonra, yaklaşık 1 hafta içinde nakil gerçekleştirildi. Bugün naklin üzerinden 5 ay geçti ve hastamız bu anlamlı haftada kontrol için bize geldi. Eşlerimiz bizim her şeyimiz, hayat arkadaşlarımız, diğer yarımız. Bu yüzden bir eşin fedakarlık gösterip, organını hayat arkadaşına bağışlaması çok anlamlı bir davranış. Alıcı açısından da bu, hayatının en değerli hediyesi. Eşinden bir parça taşıyor olmak, onu kendi bedeninde yaşatmak paha biçilemez bir duygu" diye konuştu.
TÜRKİYE'DE 33 BİN HASTA NAKİL BEKLİYOR
Türkiye'de binlerce hastanın nakil beklediğini belirten Doç. Dr. Kemal Ayvaz ise "Böbrek, karaciğer, pankreas, kornea ve diğer organları saydığımızda, yaklaşık 33 bin civarında organ nakli bekleyen hasta bulunuyor. Bu hastalar için iki temel kaynak var. Canlı vericiler ve vefat etmiş kişilerden yapılan bağışlar. Canlı donörler elbette çok önemli bir kaynak ancak asıl üzerinde durulması gereken konu, vefat eden kişilerden yapılan organ bağışlarının artırılmasıdır. Vefat etmiş kişi, bağışlanan organlarıyla 5-6 kişiye can olabiliyor. Vefat eden hastaların ailelerinin organ bağışı konusunda duyarlı olması ve ilgili merkezlere destek olması büyük önem taşıyor. Aksi durumda organlar toprağa gidiyor, oysa bağışlandığında birçok insana şifa olabiliyor. Kişiler, hayattayken e-devlet üzerinden bağışta bulunabiliyor" dedi.




