SGK Emekli Alanya Müdürü, Sosyal Güvenlik Uzmanı Muharrem Kaya, TBMM Başkanlığı'na sunulan Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesiyle ilgili merak edilenleri yanıtladı. 
Söyleşinin açılış konuşmasını yapan ALGC Başkanı Ferit Kesen, EYT düzenlemesinin pek çok gazeteciyi de ilgilendirdiğini belirterek "Merak edilenleri uzmanından öğrenmek için bu söyleşiyi düzenledik. Şimdiden EYT'den yararlanacak tüm meslektaşlarımızı ve vatandaşlarımızı kutluyoruz, sağlıklı ve mutlu emeklilik yılları diliyoruz. Sayın Kaya'ya da yoğun iş temposu içerisinde bize zaman ayırdığı için şükranlarımızı sunuyoruz" dedi. 
İşte Kaya’nın açıklamalarından satır başları:
‘YASANIN HAYIRLI OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM’
Ülkemizde ilk etapta yaklaşık 2,5 milyon, toplamda 5 milyon kişiyi ilgilendiren ancak sonuçları itibarıyla tüm vatandaşlarımızı ilgilendiren bu yasanın hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum. Öncelikle yine sosyal güvenliğin ülkemizdeki durumu ile ilgili ve EYT dediğimiz yasanın çıkışı ile ilgili bilgileri konunun daha iyi anlaşılabilmesi için paylaşmak istiyorum.  Bildiğiniz gibi ülkemizde sosyal güvenlik hakkı, Anayasamızın 60’ıncı maddesindeki 'Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar' hükmü ile güvence altına alınmıştır. Sosyal güvenliğin genel yapısı sosyal devlet anlayışıyla birlikte sigortacılık esaslarına da dayanmaktadır. Bu bağlamda yaşlılık sigortası ile belirli bir yaşa ulaşan ve yaşın ilerlemesi ile çalışma gücü azalan sigortalıya iş hayatından çekilerek çalışmadan yaşamını sürdürme ve dinlenme olanağı sağlamak amacıyla emekli aylığı bağlanmaktadır. Sosyal güvenlik sistemlerinde emekli olabilmek için yaş, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi olmak üzere 3 temel şart aranmaktadır. 1999 yılında 4447 sayılı kanun ile de emekliliğe hak kazanmak için yaş şartı yeniden getirilmiştir. Ancak 8 Eylül 1999 öncesi ilk defa sigortalı sayılanlardan halihazırda çalışanların yapılan değişiklikten hemen etkilenmemesi amacıyla yaş ve prim ödeme gün sayısı koşulları işe başlangıç tarihlerine göre kademelendirilmiştir. Günümüzde gelinen süreçte 8 Eylül 1999 öncesi ilk defa sigortalı sayılanların emekliliğe hak kazanma koşullarında yeniden bir düzenleme yapılması gündeme gelmiştir. Yapılan düzenleme ile 8 Eylül 1999 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kapsamında çalışmaya başlayanların ve 9 Eylül 1999 tarihinden sonra malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kapsamında çalışmaya başlamalarına rağmen sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürmeye imkân tanıyan ilgili mevzuat hükümlerine göre yapmış oldukları borçlanmalar ile sigortalılık başlangıç tarihi 8 Eylül 1999 öncesi olacak şekilde geriye götürülenlerin, mevcut mevzuattaki emekliliğe hak kazanma koşullarından yaş şartının kaldırılması ile ilgili bir yasal düzenleme gündeme gelmiştir. Ayrıca, çalışma hayatının desteklenmesi için yaşlılık veya emekli aylığı alan kişilerin çalışma hayatına devam etmek istemeleri durumunda bu kişilerin kayıtlı istihdamlarının teşvik edilmesinin sağlanması amacıyla sigorta prim teşviki verilmesi ile ilgili bir yasanın hazırlandığı görülmektedir. Yasa taslağının belirtilen şekliyle değerlendirilmesine göre, tabiki yasanın meclis genel kurulundan geçmesinden sonra kesin ifadelerle konuşabiliriz. 8 Eylül 1999’dan önce sigorta hizmet başlangıcı olan ve çeşitli borçlanmalarla, belirtilen, 8 Eylül 1999 ve daha öncesine çekilebilen sigorta tescil tarihi kapsamında prim hizmet günü ve sigortalılık hizmet süresini tamamlayanların yaş şartı aranmadan yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanacağı anlaşılmaktadır. Bunun yanında yaşlılık aylığına hak kazanıp da aynı işyerine 10 gün içerisinde SGDP kapsamında yeniden çalışmaya başlayacak personel için aylık 500 TL teşvik ile aylık prim ödemesine de yüzde 5 indirim yapılacağı anlaşılmaktadır. Ancak buradaki prim hizmet günü 4/A sigortalı işçi için 5000 gün olarak değil halen yürürlükte olan sigortalı tescil tarihi olunan yıllara göre 5000 ila 5975 gün prim hizmet detayına dikkat etmek gerekir. Erkekler için 1980 yılına kadar sigorta tescili yapılmış kişiler için 5 bin olan prim hizmet günü kademeli olarak 1999 yılı için 5975 gün olarak dikkate alınacaktır. Kadınlar için ise bu durum 1985 öncesi sigorta tescili yapılmış olanlar için 5000 gün iken 1999 yılı için yine 5975 gün olarak kademelendirilmiştir. Bütün bu durumlar dikkate alındığında 4/A işçi çalışanlar için, kadın için 20 yıl + sigortalı işe giriş tarihine göre 5000 veya 5975 gün, erkekler için 25 yıl + sigortalılık giriş tarihine göre 5000 veya 5975 gün, 4/B bağkur ve 4/C kamu görevlileri için, kadın için 20 yıl+7200 gün, erkekler için 25 yıl ve 9000 gün olarak dikkate alınacağı öngörülmektedir. Bu yasa taslağında kısmi dediğimiz yaştan emeklilik ile ilgili bir açıklama yoktur. Bu nedenle 4/A için 3600 veya 4/B/C için 5400 prim hizmet günü üzerinden, 50 yaş kadınlar için, 55 yaş erkekler için yaşlılık aylığına müracaat yapıp yapamayacakları hususu muallaktadır. Staj ve çıraklık sigortalı girişleri dikkate alınmayacak.  
YIPRANMA PAYI VE GAZETECİLERİN EMEKLİLİĞİ
Gazetecilere yıpranma hakkı ilk kez 1 Eylül 1977 tarihinde yürürlüğe giren 2098 sayılı kanunla ve basın kartı taşıma şartı aranmaksızın sadece 5953 sayılı kanuna tabi olmak şartıyla verilmiş ve gazetecilikte geçen hizmet sürelerinin her 360 gününe 90 gün itibari hizmet süresi verileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak bu hak 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı kanunla kaldırılmıştır. Akabinde 10 Ocak 2013 tarihli ve 6385 sayılı Kanun ile Basın Kartı Yönetmeliğine göre basın kartı sahibi olan gazeteciler için benzer bir uygulama fiili hizmet süresi zammı ismiyle 5510 Sayılı Kanun’da tekrar düzenlenmiş ve sadece basın kartı taşıyan gazeteciler için her 360 günlük çalışma karşılığında 90 gün fiili hizmet süresi zammı verileceği hüküm altına alınmıştır. Gazeteciler için yıpranma hakkının yürürlükte olmadığı 1 Ekim 2008-31 Ocak 2013 tarihleri arasında ise yine 5510 Sayılı Kanun’a eklenen geçici 48. madde hükmü ile primlerin bizzat gazeteci tarafından ödenmesi şartı ile fiili hizmet süresinden yararlanılabileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak gerek geçici 48. madde ve gerekse de 2013/11 sayılı Sigortalılık İşlemleri Birleşik Genelgesi’nden anlaşılabileceği gibi 01.10.2008 ila 31.01.2013 tarihleri arasındaki fiili hizmet süresi zammından da yalnızca Basın Kartı Yönetmeliğine göre basın kartı sahibi olan ve fiilen mesleği icra eden gazeteciler yararlanabilmektedir. Yeni düzenleme ile getirilen fiili hizmet süresi zammından yalnızca basın kartı taşıyan gazetecilerin yararlanması, buna karşın aynı pozisyonda çalışan ve aynı işi yapan gazetecilerin sadece kart taşımamaları nedeniyle uygulamadan dışlanması gerekçe gösterilerek bu düzenlemenin Anayasaya aykırılığı gerekçesiyle konu Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır. Anayasa Mahkemesi, 25.12.2019 tarihli kararı ile düzenlemenin Anayasamızın 13. ve 60. maddelerine aykırı olduğuna karar vermiş ve iptal kararının, kararın Resmi Gazete’de yayınlanmasından başlayarak 9 ay sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır. Anılı karara istinaden bu kez 7256 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’da yeniden düzenleme yapılmış ve yine basın kartı taşıyan gazetecilerin fiili hizmet süresi zammı kapsamında olacakları düzenlenmiştir. Kanımızca yeni bir düzenleme yapılarak aynı mesleği icra eden, aynı zorluklara katlanan, aynı risk ve yıpranmaya maruz kalan gazetecilerin salt basın kartı taşımamaları nedeniyle bu haktan dışlanmaması yerinde olacaktır."