Kahramanmaraş merkezli 11 ilde meydana gelen deprem felaketinin ardından, Antalya’daki 5 yıldızlı otellerde görev yapan 20 kişilik aşçı grubu, deprem bölgelerde kurulu sahra mutfaklarında "Gönülaşı" adını verdikleri ekipleriyle 20 bin kişiye sıcak yemek hizmetinde bulundu.

"Hızlıca organize olduk"

Felaketin yaşandığı deprem bölgesine hızlıca organize olarak koştuklarını belirten 41 yıllık aşçı Halil Gökmenoğlu, "Çok büyük acılar var, hikâyeler var. Biz de şefler olarak boş duramazdık. Hemen o dakikadan itibaren ’Ne yapabiliriz?’ dedik. Hem kendi ekibim olarak hem de bölgede ve başka alanlardaki şeflerle birleşerek Gönülaşı yardımlaşma ekibi oluşturduk. Ekibimizle birlikte deprem bölgesine gittik. Elbistan, İskenderun, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş’ta bölgeye ekipler yerleştirdik. Değerli meslektaşlarım burada Gönülaşı adı altında sıcak bir tas çorba yapma telaşı içerisinde çalıştı" dedi.

20 kişilik Gönülaşı ekibi

20 kişilik bir ekiple bölgeye gittiklerini kaydeden Gökmenoğlu, "5 günlük dönemlerle bölgede çalıştık. Dönüşümlü olarak işimizi yaptık. 5 günden fazla ekibin bölgede kalma şansı zor olabiliyor. Altyapı ve temizlik nedeniyle dönüşüm yaparak çalıştık. Hala bölgede ekip arkadaşlarımız hizmet vermeye devam ediyor. Konteyner ve çadır kentler kuruldukça küçük sahra yerleri, büyük yerlere AFAD ve Kızılay’a geçiyor. İlk gittiğimiz dönemlerde her kurum bizden tabldot aşçısı talep etti. Gönülaşı ekibi bu oluşumun içinde yer aldı" şeklinde konuştu.

"En huzurlu yemek yaptığım yerdi"

Bu felaketi gördükten sonra Gönülaşı ekibi olarak bir yapılanma içerisine girdiklerini dile getiren Gökmenoğlu, "Dünyada bunun örnekleri var. Biz de ülkemizde ilk defa böyle bir oluşum gerçekleştireceğiz. Bu tür afetler olduğunda anında müdahale yapabilecek, özellikle tabldot aşçıları oluşturmaya çalışıyoruz. Hızlı bir şekilde bölgeye giderek yemek yapmayı, o kabiliyete sahip ustaları buralara yönlendirmeyi istiyoruz. Ülkemiz deprem bölgesi olduğu için bu tür durumlara hazırlıklı olmalıyız. Çok gönüllü var, herkes koşuyor ama bilen bir ekiple bu tür felaketlerde daha yardımcı olabildiğimizi gördük. Sahra mutfakları kuruldu ama buralarda günlük 2 bin kişilik yemek nasıl çıkarılır; bunların miktarları, personeli çok önemli. Bunlarla ilgili destek verdik. 41 yıllık şefim, diyebilirim ki en huzurlu yemek yaptığımız yer deprem bölgesi oldu. Allah böyle acılardan korusun" diye konuştu.

Gökmenoğlu, "Elbistan’da oldukça zorlandık. Çok soğuktu. Meslek hayatımda Rusya ve Sibirya’da çalıştım ama Elbistan kadar soğuk bir iklimi yaşamadım. Donmuş su şişelerini çözdürerek yemek yapmaya çalıştık. Çok zor şartlarda yemek yaptık. Sıcak bir çorbanın çok değerli olduğunu gördük. Halka nasıl destek oluruz, bunun derdindeydik. Halk bizimle birlikte oldu. İhtiyaca cevap vermek için elimizden geleni yaptık. Elbistan, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Samandağ, İskenderun, Nurdağı bölgelerinde ekiplerimizle her sahrada yaklaşık günde 20 bin kişiye yemek çıkartıyorduk. İlk defa bir deprem bölgesine gittim. Büyük sahra ocaklarında yemek yaptım. Şu çok önemli konu, tabldot şeflerinin, ustalarının ortaya çıkması gerekiyor. Bu konuda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Otellerimizde de biz tabldot aşçısı yetiştirmek istiyoruz" ifadelerine yer verdi.

"Uluslararası Gönülaşı’nı (UGAŞ) kuracağız"

Gönülaşı ekibini resmi hale getireceklerini belirten Gökmenoğlu, "Deprem olduğu günden itibaren Gönülaşı yapılanma çalışmalarımızı yapıyoruz. Logomuz oluşmak üzere. Resmi belgelerimizi de tamamlayacağız. Uluslararası Gönülaşı (UGAŞ) ismiyle bir çalışmayı, bir oluşumu ülkemizde ilk defa gerçekleştirmek istiyoruz. Yemek yapan aşçılar olacak ve faydalı olacağına inanıyorum. Bölgede dernekler, federasyonlar ve herkes var. Ama dağınıklığın toparlanması için bu tür afetlerde aşçılarımızı hemen organize edebiliriz. UMKE, AFAD gibi yiyecek anlamında da biz bu görevi üstlenelim istiyoruz. Herkesin kendi meslek grubuna göre bir çalışma içerisinde olmasında fayda var. Deprem bölgesi ülkemizde buna ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.

Gökmenoğlu, "Gün birlik olma günüydü. Ekip olarak kartonların üzerinde uyuduk belki ama konfor aramadık zaten. Miraç Kandili’nde aşçılarımızla birlikte helvamızı kavurduk, vefalı insanlarla bir araya geldik. Telefon rehberimde 150 yeni numara oldu. Hiç tanımadığımız şeflerle bir araya geldik. Bir tas sıcak çorbanın önemini bir kere daha bildik" şeklinde konuştu.