Yaşam

Yanlış kullanılan bakır kap, sofralarda gizli tehlike

Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, kalaysız veya deforme olmuş bakır kapların gıdayla temas etmesi halinde zehirlenmelere yol açabileceği uyarısında bulundu. Manavoğlu, "Bakır çok iyi bir ısı iletkenidir, gıdaların homojen pişmesini sağlar ama doğrudan gıdayla temas etmemelidir. Mutlaka kalay veya paslanmaz çelik bir bariyer kullanılmalıdır" dedi.

Abone Ol

Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Manavoğlu, bakır kapların Türk mutfağında önemli yere sahip olduğunu ancak doğru kullanılmadığında sağlık açısından risk oluşturduğunu söyledi. Manavoğlu, "Baktığımızda aslında bizim uzun yıllardır geleneksel pişirme yöntemlerimizden biri, bakır kaplarda yemek yapmaktır. Birçok bakırcılar çarşısında bu sanat hala yaşatılıyor. Özellikle cezve, sahanda yumurta pişirme tavaları gibi ürünlerde bakır çok sık kullanılıyor. Ancak insanlar gıdalarla temas eden maddeler konusunda dikkatli olmalı. Avrupa Birliği'nin belirlediği limitlere göre kilogram başına 0,5 miligram, 70 kiloluk bir birey için ise günlük maksimum 5 miligram bakır alınabilir" diye konuştu.

'DOĞRUDAN TEMAS TEHLİKELİ'

Bakırın ısı iletkenliği açısından avantajlı olduğunu belirten Manavoğlu, doğrudan temasın ise tehlikeli olduğunu vurguladı. Kalaylanmamış ya da doğru işlemlerden geçmemiş bakırın tehlikeli olabileceğini söyleyen Manavoğlu, "Bakır çok iyi bir ısı iletkenidir, gıdaların homojen pişmesini sağlar ama doğrudan gıdayla temas etmemelidir. Mutlaka kalay veya paslanmaz çelik bir bariyer kullanılmalıdır. Özellikle asidik gıdalarda bakırla doğrudan pişirme ya da depolama yapılırsa, gıdaya bakır geçişi olur. ABD'de pH değeri 6'nın altındaki gıdaların bakırla doğrudan temas etmesi yasaklanmıştır" dedi. Zamanla bakır kaplarda oluşan yeşil tabakanın ciddi sağlık riskine yol açtığını söyleyen Manavoğlu, "Bazı bakır ürünlerin üzerinde yeşil tabaka oluşur. Bu, bakır asetattır ve toksik etkiye sahiptir. Evlerde bu tarz ürünlerin mutlaka elden geçirilmesi veya kullanılmaması gerekir. Çünkü fazla miktarda bakır alımı kusma, ishal, bulantı gibi zehirlenme belirtilerine yol açabilir" diye konuştu.

'YETİŞKİNLERE GÖRE 2 KAT DAHA HIZLI'

Bakır kapların bakımının düzenli yapılması gerektiğini vurgulayan Manavoğlu, "Evlerde kullandığımız bakır kaplarda çizilme, yıpranma veya deformasyon varsa mutlaka kalaylatılmalı ya da onarılmalıdır. Aksi takdirde toksik madde geçişi artar" dedi. Gıda kaynaklı risklerin özellikle çocuklar ve bebeklerde çok daha güçlü etkiler gösterebileceğini belirten Manavoğlu, "Bebeklerin ve çocukların solunum sayısı yetişkinlere göre iki kat daha hızlı. Çevresel faktörlerden ve toksik maddelerden daha fazla etkileniyorlar. Yakın zamanda bir gıda zehirlenmesi şüphesinde çocuk hayatını kaybederken, ebeveynlere bir şey olmadı. Bu da bağışıklık sisteminin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor" diye konuştu.

'GIDA OKURYAZARLIĞIMIZI ARTIRMALIYIZ'

Toplumda gıdaya dair birçok hurafe bulunduğunu ifade eden Manavoğlu, doğru bilgiye ulaşmanın önemine dikkati çekti. Manavoğlu, "Biz geleneklerimize bağlı bir toplumuz ve bu güzel bir şey ama bazı alışkanlıklarımızı da gözden geçirmemiz gerekiyor. Çizilmiş, deforme olmuş ürünleri 'Bir şey olmaz' diyerek kullanmaya devam ediyoruz. Belki yıllarca sorun yaşamayabiliriz ama bir gün toksik etki ortaya çıkarsa sonuç ölümcül olabilir. Güvenilir gıdayı herkes için geliştirmemiz, gıda okuryazarlığımızı artırmamız gerekiyor" dedi.

'VÜCUDU YAVAŞ YAVAŞ ZEHİRLER'

Tarım ve Orman Bakanlığı ile sivil toplum kuruluşlarının bilgilendirme çalışmalarının takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Manavoğlu, "Gıda Mühendisleri Odası olarak bizler de bu konuda sürekli bilgilendirme yapıyoruz. Tüketicilerimiz hem bakanlık hem de bizlerin sosyal medya kanallarını takip ederek doğru bilgiye ulaşabilir. Bakır doğru kullanıldığında geleneksel kültürümüzün güzel bir parçası olabilir ama yanlış kullanıldığında sağlığımız için tehlikeli bir dijital uyuşturucu gibi davranır; farkında olmadan vücudu yavaş yavaş zehirler" diye konuştu.