Büyük aile yapısından çekirdek aileye geçiş, şehirleşme ve ekonomik koşullar nedeniyle bayramların tatil dönemine evrildiğini ifade eden Karadavut, “’Ah o eski bayramlar’ demek yerine, elimizdeki değerleri çağdaş unsurlarla harmanlayarak yeni gelenekler oluşturmalıyız” dedi. Bayramların özünü korumanın, sevgi ve saygıyı sürdürmenin farklı yollarla mümkün olduğunu vurguladı.
BAYRAM KAVRAMININ TARİHİ KÖKENİ
Prof. Dr. Zekeriya Karadavut, ‘bayram’ kelimesinin 11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmut’un Divanu Lugati’t-Türk eserinde ilk kez yer aldığını belirtti. Ancak bu bayramların, dini olmaktan ziyade tabiat kültleri ve mevsimsel döngülerle bağlantılı törenler olduğunu aktardı. Karadavut, “Nevruz ya da Hıdırellez gibi kutlamalar, o dönemin bayramlarıydı. Toplumlar değiştikçe, bayramların anlamı ve kutlanma biçimleri de evrilmiştir” diye konuştu.
TOPLUMSAL DEĞİŞİM VE BAYRAMLAR
Bayramların tatil dönemine dönüşmesinin sosyolojik nedenlerine dikkat çeken Prof. Dr. Karadavut, kültürün ve toplumun dinamik yapısına vurgu yaptı. “Büyük aile yapısından çekirdek aileye geçtik. Şehirleşme, ekonomik zorunluluklar ve zaman darlığı, gelenekleri farklılaştırdı. Ancak bu bir kayıp değil. Önemli olan, milli özü koruyarak geleneği zamanın ruhuna uygun şekilde yeniden üretmektir” dedi. Karadavut, her dönemin kendi kutsalını ve geleneğini oluşturduğunu, bu değişimin doğal olduğunu ifade etti.
‘ESKİ BAYRAMLAR’ NOSTALJİSİ
“Ah o eski bayramlar” söylemine değinen Karadavut, bu özlemin kişisel ve göreceli olduğunu belirtti. “Herkesin ‘eskisi’ farklıdır. Eski, bayramların kendisinden değil, insanın geçmişe sığınma arzusundan kaynaklanır. Günümüzün sorunları karşısında, geçmiş mitolojik bir sığınak gibi görülür” dedi. Ancak değişimin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Karadavut, geleneklerin şehirlerde ve kırsalda farklı biçimlerde devam ettiğini, büyük aile yapısını koruyan bölgelerde “eski bayramların” hâlâ yaşandığını belirtti.
YENİ GELENEKLERLE GELECEĞE
Bayram geleneklerinin çağdaş unsurlarla yeniden şekillendirilmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Karadavut, “Köklerimizde sevgi ve saygı olduğu sürece, gelenekleri yaşatmanın birçok yolu var. El öpmek yerine başka şekillerde saygı gösterebiliriz. Harçlık mendille değil, dijital olarak verilebilir. Önemli olan hatırlamak, sevgi ve saygıyı sürdürmektir” dedi. Karadavut, bayramların özünü korurken modern hayatın imkanlarıyla yeni gelenekler oluşturulmasının, kültürel devamlılık açısından kritik olduğunu sözlerine ekledi.