Gündem

Alanya sahillerinde çevre skandalı: Atık sular denize akıyor

Alanya’nın turizm cenneti sahillerinde ortaya çıkan atık su skandalı, halk sağlığını ve turizmi tehdit ediyor. Dün dalgıçlar tarafından çekilen videolarda, denize uzanan borulardan kahverengi atık suların aktığı net bir şekilde görülüyor.

Loading...

Abone Ol

Alanya'da dalgıçların kaydettiği görüntüler, Konaklı bölgesinde arıtılmamış atık suların doğrudan denize deşarj edildiğini ortaya koydu. Sahil hattında tespit edilen 7-8 farklı noktadan kirli su akışı, işletilemeyen arıtma tesislerinden kaynaklanıyor. Damlataş’taki su numunelerinde kirlilik oranlarının normalin bin kat üzerinde olduğu iddia edilirken, vatandaşlar cilt enfeksiyonları ve çocuklarda yaralar rapor ediyor. Yetkililer iddiaları yalanlasa da, görüntüler ve şikayetler çevre felaketinin boyutlarını gözler önüne seriyor.

KİRLİ SU GÖRÜNTÜLERİ ALANYA’YI SARSIYOR

Dün akşam Alanya’nın Konaklı bölgesinde dalgıçlar tarafından saat 18:21’de kaydedilen görüntüler, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Videolarda, denize uzanan borulardan kahverengi atık suların aktığı net bir şekilde görülüyor. Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT), görüntülerin “manipüle edildiğini” savunsa da, sahil boyunca Damlataş’tan Kleopatra Plajı’na kadar en az 7-8 noktada benzer deşarjlar tespit edildi. Yerel kaynaklar, bu boruların arıtma tesislerinden gelen foseptik atıkları doğrudan Akdeniz’e taşıdığını belirtiyor.

HALK SAĞLIĞI TEHLİKEDE

Damlataş bölgesinden alınan su numunelerinde kirlilik oranlarının “bire bin” seviyesinde olduğu iddiası, halk sağlığı açısından alarm zillerini çaldırıyor. Yüksek bakteri seviyeleri, özellikle E. coli gibi patojenlerin yayılımına işaret ediyor. Vatandaşlar, denize girenlerde kaşıntı, cilt enfeksiyonları ve özellikle çocuklarda yara oluşumları gözlemlediklerini ifade ediyor. Alanya’nın mavi bayraklı plajları, bu skandal nedeniyle turizm sezonunda cazibesini kaybetme riskiyle karşı karşıya.

ARITMA TESİSLERİNDE İHMAL İDDİASI

Sorunun kaynağında, Alanya’daki atık su arıtma tesislerinin kapasite yetersizliği ve bakım eksikliği yatıyor. Bölgedeki tesislerin usulüne uygun işletilmediği, düzenli denetimlerin yapılmadığı öne sürülüyor. Derin deşarj borularıyla atıkların kıyıdan kilometrelerce uzağa taşınması gerekirken, mevcut sistemin doğrudan denize boşaltım yaptığı belirtiliyor. Bu durum, Akdeniz’in en önemli turizm merkezlerinden birinde çevre felaketine yol açıyor.