Yeni Alanya Gazetesinin haberine göre akıllara durgunluk veren olay Alanya’da meydana geldi. İddiaya göre, Danimarka’da gurbetçi olarak yaşayan Kaplan Ailesi, birikimlerini Alanya’dan ev satın alarak değerlendirdi. Yılda bir veya iki kere birer hafta olmak üzere Alanya’ya tatile gelen aile, pandemi sürecinde alınan tedbirler nedeniyle Danimarka’dan çıkamadı. Bu süreç kapsamında, tapu sahibi Gülay Kaplan, evinin anahtarını, babasının arkadaşı olan bir kişiye verdi. Anahtarı alan aile dostu, bir yakınının pandemi sürecinde zor durumda kaldığını ve 2 aylık eşyalarını boş eve koyup koyamayacağını sordu. Gülay Kaplan ise, zor durumdaki kişinin eşyalarını 2 ay evine koyabileceğini ancak eve yerleşmemesini, yaz ayında kendi ailesiyle tatile geleceğini söyledi. Pandeminin ardından Alanya’ya gelen Kaplan Ailesi, evlerinin kapısını açtığında hayatlarının şokunu yaşadı. Çünkü kendi evlerinde, hiçbir kira ilişkisi olmamasına rağmen 2 yıldır bir ailenin yaşadığını ve bu ailenin tapu ya da kira sözleşmesi olmadan elektrik ve su aboneliğini üzerine alabildiğini söyledi. Kaplan Ailesi, her seferinde kapattırdıkları su ve elektriği bu ailenin bir şekilde açtırdığını belirtti. 
MUHTARLAR DERNEĞİ BAŞKANI İDDİALARIN ODAĞINDA 
Şok eden olayın ardından Kaplan Ailesi soluğu karakolda aldı. İşgalci kiracıdan şikayetçi olan aile, yine işgalci kiracıya Alanya Muhtarlar Derneği Başkanı Hasan Yüksel’in destek olduğunu, işgalci kiracı ile birlikte Yüksel’in de karakola ifade vermeye geldiğini iddia etti. Ayrıca Yüksel’in Kaplan Ailesi ile iletişim kurma çabaları da mesaj kayıtlarıyla ortaya çıktı. 
‘MEDENİYET, İNSANLIK, KANUN BU MU?’ 
Konuyla ilgili Yeni Alanya’ya özel açıklamalarda bulunan mağdur ev sahibi Gülay Kaplan, “Maalesef kendi evimde oturamıyorum. Ben normalde Danimarka’da yaşıyorum. Orada memurum. Alanya’dan bir hevesle daire aldım. Ama hemen hemen iki senedir içine giremiyorum. Çünkü daireme birisi yerleşmiş durumda. Çıkmak istemiyor. Ben kadını hiç tanımıyorum. Şikayette bulundum. Ama maalesef bazı şeyler Türkiye’de istediğimiz gibi işlemiyor. Herkes kafasına göre yerleşebiliyor evin içine. Suyu ve elektriği üzerine alabiliyor. Bunlara anlam veremiyorum. Ben evimi kesinlikle kiraya vermedim. Ben kendim gelip oturacaktım. Çocuklarım ve eşim ile birlikte senede 1 veya 2 kez gelip tatilimizi yapmak için aldım evimi. Ama son iki senedir sürekli otellerde kalıyoruz. 
Çocuklarımı otel personeline bırakmak zorunda kalıyorum. Bu da tabii ki zor bir şey ve çocuklarım da sıkılıyor. Tatile geliyoruz ve tatil yapamıyoruz. Çünkü bu işlemlerle uğraşmak zorunda kalıyoruz. Bir türlü evimden çıkmıyor. Bilmiyorum medeniyet bu mu? İnsanlık bu mu? Kanun bu mu? Bir türlü anlayamadım” dedi. 
‘SANKİ O EV SAHİBİ, BEN KİRACIYIM’ 
Evinde bir kişinin yaşadığını bilmediğini belirten Kaplan, “Evime bir insanın girdiğini bile bilmiyordum. Pandemi döneminde bütün insanların zorluk çektiğini biliyordum. Benim anahtarım babamın bir arkadaşındaydı. Adam beni aradı ve en fazla 2 ay olmak üzere bir tanıdığının evime eşyalarını bırakabilir mi diye sordu. Bana kesinlikle kendisinin girmeyeceğini söyledi. Ben de korona döneminde gerçekten insanlar zor durumda diye, insaniyet namına sadece eşyalarını koymasına izin verdim. Onun ardından bir şey duymadım. O dönem 2 kez gelecektim ve pandemi nedeniyle uçak biletlerimiz iptal oldu. O binada da tanıdığım birisi vardı ve vefat edince iletişimim kalmadı. Haliyle kontrol de edemedim. 2021 yılı aralık ayında da evin içinde birisi olduğunu anladım. O zaman şok geçirdim. Çünkü hiç haberim yok. 20 Haziran 2020 tarihinden bu yana bu bayan orada oturuyormuş, bunu öğrendim. Bunu da ASAT ve TEDAŞ’a gittikten sonra anladım. Ama benimle kesinlikle bir kiracılık ilişkim yok. Kesinlikle bu konuda bir bedel de almadım. ‘Bir an önce benim evimden çık’ dedim ama ne yazık ki çıkmadı. Karakola gittim ve şikayette bulundum. Oraya da geldi tabii ki. Oraya bir girişi vardı, sanki ev sahibi o, ben kiracıyım. Kendimi kiracı gibi hissettim. Neredeyse tapumu isteyecekti. Yanında da bir bey vardı. Bu bey daha sonra bana mesaj attı. Bu numarayı araştırdığımda o kişinin Alanya Muhtarlar Derneği Başkanı Hasan Yüksel olduğunu öğrendim. Birkaç ay daha kalması için izin istediler, eşimle konuşmak istedi. Biz de yazılı bir dayanak istedik. Yazılı bir şeyi kabul etmeyeceklerini ve bu şekilde olursa mahkeme süreci boyunca kalacaklarını belirttiler” şeklinde konuştu. 
‘BU ALANYA İÇİN GÜZEL BİR DURUM DEĞİL’ 
Bu olayın Alanya’nın imajı için de kötü olacağını belirten Kaplan, “Bana yardım edilmesini istiyorum. Çocuklarım ve eşimle birlikte mağduruz. Ben Alanya’ya tatile geliyorum ama bu tatil değil. Dediğim gibi Danimarka’da yaşıyorum ve bu Alanya için de güzel bir reklam değil. Çünkü İskandinav ülkelerinden çok kişi geliyor Alanya’ya. Herkes böyle bir şeyin başına gelme ihtimalini düşünürse kimse buradan ev almaz” diye konuştu. 


‘İŞGALCİ DURUMDA OLAN BİR KİŞİNİN NEDEN ARKASINDA OLDUĞUNU SORMAK İSTİYORUZ’ 
Adli ve idari süreci başlattıklarını belirten avukat İhsan Yıldız ise şunları söyledi: 
“Müvekkilim adına adli ve idari süreci başlatacağız. Ortada bir mağdurluk söz konusu ve bu işin peşini bırakmayacağız. Geçtiğimiz aralık ayından bu yana hukuki süreci başlatmaya çalışmışlar. Birkaç kişi nedeniyle hukuki süreç başlamamış ve kalmış. Bu insanlar Türkiye’ye bir haftalığına geliyorlar. Danimarka’da kendileri memurlukla 
ilgileniyorlar. Yılda bir veya iki kez birer haftalık geliyorlar. Buraya rahatlamak için geliyorlar ama, 10 yıl yaşlanıp gidiyorlar. Son bir buçuk yıldır ülkemizdeki taşınmaz ve ev fiyatlarında farklı durumlar yaşanıyor. Türk Borçlar Kanunu’na göre sözlü veya yazılı sözleşme yapılması gerekiyor.  Bu insanlar bir buçuk iki senesini burada yaşlanmaya ayırıyorlar. Bu ülkemiz ve Alanya adına kötü bir durum. Bizim de evimiz var ve ben de 15 güne bir boş evi kim doldurdu diye kontrole mi çıkmalıyım? İşi gücü bırakıp bunları araştırmamız gerekir. TEDAŞ ve ASAT’tan sordurduk ve kira belgesi, tapu göstermeden elektriği ve suyu kendi üzerine geçirebileceğini gördük. Danimarka’dan geliyorlar ve 2 yıl sonra boş evlerinde birisinin yaşadığını öğreniyorlar. Nasıl bu kadar rahat bu eve girebiliyor? Nasıl ev sahibinin kaydını sildirip kendi ikametgahını ekletebiliyor? Hukuki kısmını konuşamayacağımız derecede bir mağduriyet var ortada. Şu anda müvekkilim açık açık bana, ‘Acaba tapuyu da üzerlerine geçirtebilirler mi?’ diye soruyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bize Hukuk Fakültesi’nde resmi işin en sağlam yanının ‘tapu’ olduğunu öğrettiler. Sanırım bazı şeyler böyle işlemiyor. Müvekkilimin bahsettiği Alanya Muhtarlar Derneği Başkanı Hasan Yüksel konusu da, kendilerine mesaj atmış Hasan Bey. Birkaç kez aramış da ve sözde kiracının yakını olduğunu belirtmiş. Karakolda da ifade verme durumu var. Alanya gibi büyük ve il olma aşamasındaki bir bölgede Muhtarlık Derneği Başkanı. Biz Hasan Beye herhangi bir eleştiri ya da suçlama yöneltmiyoruz. Biz Hasan Beye, bizim kendi malik olduğumuz tapulu evimizi işgal eden bir kişinin neden arkasında durduğunu ve bu insanları anlaştırmaya çalıştığını sormak istiyoruz. Bunu bize kendisinin izah etmesini rica ediyoruz. Evde yaşayan kişi ile müvekkilimin herhangi bir kiracılık ilişkisi zaten yok. 1 aylık bir süre verilip evin boşaltılmasına da razılar artık. ‘Bu dünyada kendi parası ve malıyla borçlu olmak kadar kötü bir şey yok’ diyor müvekkilim bana.”


‘BENİM KONUYLA BİR İLGİM YOK’ 
Konuyla ilgili Yeni Alanya’nın ulaştığı Alanya Muhtarlar Derneği ve İspatlı Mahallesi Muhtarı Hasan Yüksel de “Benim konuyla hiçbir ilgim yok. O evde benim arkadaşımın annesi ve ailesi oturuyor. Ev kimin ben bilmiyorum. Sadece o zaman arkadaşım, ev sahibinin kendilerini çıkarmak istediğini, ev bulamadıklarını ve telefonlarını açmadığını söyledi. Ben de aradım ancak açmadılar. Ardından mesaj attım. Olayın detayını bilmiyorum ben. Ayrıca taksicilik yapıyorum. O gün de karakola ifade vermeleri için taksimle götürdüm. O nedenle karakoldaydım. Onun dışında olay ve konuyla bir ilişkim yok” ifadelerini kullandı.