Skandal, Altunkaya’nın akademik çalışmalarına yönelik bir şikayetle gün yüzüne çıktı. Şikayetçi, Altunkaya’nın 2015’te yayımladığı “Fitness Sözleşmesi” adlı kitabın, Alman akademisyen Hans Geisler’in 2008 tarihli “Die Erstlaufzeit beim Fitnessvertrag” adlı eserinin özensiz bir çevirisi olduğunu belirtti. Kitaba Türk hukukundan genel bilgilerin eklenerek çeviri olduğunun gizlenmeye çalışıldığı, ancak içeriğin yüzde 99’unun Geisler’in eserinden kopyalandığı ve dipnotların bile büyük ölçüde aynen aktarıldığı ifade edildi. Şikayetçi, çeviride kullanılan programın hatalarını da delil olarak sundu; örneğin, 36’ncı sayfada yanlışlıkla bırakılan bir dipnot numarası ve “karma sözleşme” ifadesinin “karışık sözleşme” olarak çevrilmesi gibi hatalar dikkat çekti. Bu bulgular, kitabın intihal yoluyla oluşturulduğunu ve kadro almak için idareyi kandırmak amacıyla kullanıldığını ortaya koydu.
SAHTE YAYINLARLA PROFESÖRLÜK
AÜ Rektörlüğü’nün şikayet üzerine başlattığı soruşturmada, Altunkaya’nın profesörlük kadrosuna atanmak için sunduğu yayınların da usulsüz olduğu belirlendi. Soruşturma raporuna göre, Altunkaya’nın kullandığı bir makalenin hiç yayımlanmadığı, başka bir makalenin ise profesörlük için gereken nitelikleri taşımadığı halde bu şekilde sunulduğu tespit edildi. Üniversite Yönetim Kurulu, Altunkaya’nın asgari yayın koşullarını sağlamadığını, kasıtlı olarak idareyi yanılttığını ve etik ihlalde bulunduğunu oy birliğiyle karara bağladı. Bu bulgular doğrultusunda, 14 Ağustos 2015’te atandığı Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümü Medeni Hukuk Anabilim Dalı profesörlük kadrosu iptal edilerek Altunkaya doçentlik kadrosuna düşürüldü. Karar, onay için YÖK’e gönderildi.
ALTUNKAYA’NIN SAVUNMASI KABUL GÖRMEDİ
Soruşturma sürecinde savunma yapan Altunkaya, kitabın Türk hukukunda özgün bir konu işlediğini, Almanca kaynaklardan yoğun şekilde yararlandığını ancak intihal yapmadığını iddia etti. “Aşırı yararlanma” olduğunu kabul eden Altunkaya, bunun etik ihlal sayılamayacağını savundu ve çeviri programlarının o dönemde mevcut olmadığını öne sürdü. Ayrıca, 2015’te başvurduğu profesörlük için sunduğu yayınların yayımlanmamış olduğunu yeni öğrendiğini, dergilerin hakemli olup olmadığını sorgulamadığını ve kasıt taşımadığını belirtti. Ancak bu savunmalar, bilirkişi raporunun intihal ve sahte yayın iddialarını doğrulaması karşısında yeterli bulunmadı.
10 YILLIK MAAŞ TARTIŞMASI
Altunkaya, 2015’te profesörlük kadrosuna atandıktan sonra rektör yardımcılığı, Hukuk Fakültesi Dekanlığı, senato üyeliği, FETÖ Komisyonu Başkanlığı ve Akdeniz Üniversitesi Etik Kurulu Başkanlığı gibi önemli görevler üstlendi. Bu görevlerden ek maaş alan Altunkaya’nın, sahte belgelerle elde ettiği profesörlük ünvanıyla 10 yıl boyunca devletten maaş aldığı belirlendi. Üniversite yönetiminden, Altunkaya’nın aldığı maaş farkının geri alınıp alınmayacağı, memuriyetten çıkarılıp çıkarılmayacağı veya hakkında suç duyurusunda bulunulup bulunulmayacağına dair henüz bir açıklama yapılmadı.
AKADEMİK ETİĞE DARBE
Şikayetçi, Altunkaya’nın intihal ve sahte yayınlarla Hukuk Fakültesi’nde ders vermesinin, Türkiye Cumhuriyeti, hukuk camiası ve Akdeniz Üniversitesi için utanç verici olduğunu vurguladı. Soruşturma, akademik etik ve dürüstlük tartışmalarını yeniden gündeme taşırken, kararın YÖK tarafından onaylanması halinde Altunkaya’nın doçentlik kadrosuna dönmesi kesinleşecek